S.M. MALİ MÜŞAVİR HİKMET BİRDEN
  Yıllara sari işlerde stopaj uygulaması
 
YILLARA SARİ İNŞAAT VE ONARIM (YSİO) İŞLERİNDE VERGİ TEVKİFATI YAPILMASININ KOŞULLARI 
Gelir vergisi kanunu:
BİRDEN FAZLA TAKVİM YILINA SİRAYET EDEN İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİ:
    Gvk Madde 42 - (Değişik madde: 24/12/1980 - 2361/30 md.)
    Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.  Mükellefler bu Madde kapsamına giren hallerde her inşaat ve onarım işinin hasılat ve giderlerini ayrı bir defterde veya tutmakta oldukları defterlerin ayrı sayfalarında göstermeye ve düzenleyecekleri beyannameleri işlerin ikmal edildiği takvim yılını takip eden yılın (Değişik ibare: 04/06/2008 - 5766 S.K./8.mad) Mart ayının başından yirmibeşinci günü akşamına kadar vermeye mecburdurlar.
 
İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİNDE İŞİN BİTİMİ:
    Gvk Madde 44 - (Değişik madde: 24/12/1980 - 2361/31 md.)
    İnşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir.
    Bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kar veya zararının tespitinde dikkate alınır.
 
VERGİ TEVKİFATI:
    Gvk Madde 94 - (Değişik madde: 26/12/1993 - 3946/22 md.)
    Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.
 
1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci Maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,
    2. Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç);
    a) 18 inci Madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden,
    b) Diğerlerinden,
    3. 42 nci Madde kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara (kurumlar dahil) ödenen istihkak bedellerinden,
…….. (ilh.)
 
 
 
 G.V.K. nun 42 nci maddesine göre yıllara sari inşaat ve onarım işinden söz edebilmek için bazı koşulların bir arada olması gerekir. 
    a. Faaliyetin konusu inşaat ve onarım işi olmalıdır. İnşaat ve onarım, devlet ihale kanununda "yapım" terimiyle karşılanmıştır. D.İ.K. nun 4 üncü maddesine göre  "yapım" : Her türlü inşaat, ihzarat, imalat, sondaj, tesisat, onarım,yıkma, değiştirme, iyileştirme, yenileme ve montaj işlerini ifade eder. bu nedenle etüt, harita, plan, proje, kontrollük, müşavirlik gibi hizmetler yapım kapsamına girmez  Onarmak ise; bozulmuş olan bir şeyi düzeltip yararlı bir duruma sokmak olarak tanımlandığına göre, yine Borçlar Kanunumuza göre bir istisna akdi örneğidir.
 
 
 
Bu nedenle diğer koşulların da gerçekleşmiş olması halinde herhangi bir onarım işi de Gelir Vergisi Kanunu açısından yıllara yaygın nitelik kazanır.
b- İnşaat ve onarım ve onarım işi bir taahhüdü gerektirmelidir. G.V.K. nun 42 nci maddesinin sözlerinden YSIO işlerinde taahhüt şartının aranılacağına dair bir anlam çıkarılmamakla birlikte idarenin yorumları ve Danıştay'ın bu konuda almış olduğu bir çok karar bu sonuca varılması gerektirmektedir. 
            Maliye Bakanlığı 5.1.1995 tarih ve 44/4405-566/422 sayılı özelgesinin de bu konuya açıklık getirmiş ve inşaat  ve taahhüt işi kavramından ne anlaşılması gerektiği açıklanmıştır. Söz konusu özelge şöyledir:  " İnşaat ve taahhüt işleri kavramından; taahhüt işleri yapan kişilerin gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yanında , kamu kurum ve kuruluşları, vakıflar, dernekler,kooperatifler ve benzeri kurumlara yapılan inşaat ve onarma işleri şeklinde yorumlanması gerekir." 
            Bir kimsenin satmak üzere kendi nam ve hesabına yaptığı özel inşaatlar taahhüt niteliği taşımadığından 42 nci madde kapsamına girmemektedir. Özel inşaatlar dolayısıyla tahsil edilen bedel ise istihkak bedeli değil ancak satış edildi olarak isimlendirilebilmektedir. Danıştay'ın 42 nci maddesi hükmünün özel inşaatlar için uygulanamayacağı hususunda vermiş olduğu bir çok kararla da uygulamada görüş birliği sağlanmıştır. 
            c- İnşaat ve onarım işi yıllara sari olmalıdır. 
            Bir işin yıllara sari olmasından kasıt birden fazla takvim yılına sirayet etmesidir. burada sözü edilen takvim yılı 12 aylık bir süre değil, işin başladığı takvim yılından sonra gelen başka bir takvim yılından sonra gelen başka bir takvim yılında bitmesini ifade eder. Örneğin 20 Eylül 1997 yılında başlayıp 20 Mayıs 1998 'de biten bir işin 9 ay sürmesine karşın birden fazla takvim yılına sirayet ettiğinden yıllara sari iş niteliği kazanmaktadır. Aynı yıl içinde başlayıp bitirilen işler ise YSIO işi kapsamında değildir. 
A-Gelir Vergisi Kesintisi
Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinde sayılan kişi ve kurumlar, G.V. Kanununun 42. maddesi kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara (kurumlar dahil) ödedikleri istihkak bedellerinden, avans olarak ödenenler dahil bu ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada %5 vergi kesintisi yapmakla yükümlüdürler. (29.12.2006 tarihinden itibaren % 3 )[1]
 
a-Kesintisi Yapmakla Sorumlu Olanlar
Vergi kesintisi yapmakla yükümlü bulunan kişi ve kurumlar şunlardır.
 
- Kamu idare ve müesseseleri,
 
- İktisadi kamu müesseseleri,
 
- Sair kurumlar,
 
- Ticaret Şirketleri ve ortakları,
 
- Dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri,
 
- Menkul kıymetler yatırım fonu yöneticileri,
 
- Gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı,
 
- Zira kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler,
 
 
Yukarıda belirtilen tevkifatın yapılıp yapılmamasında en önemli konu önceki bölümde değinildiği gibi yapım ve onarım işinin birden fazla takvim yılına taşıp taşmadığıdır. Taahhüde bağlı olarak yapılması durumunda Yıllara Sari İnşaat ve Onarım işi olarak kabul edilmektedir. [2] Vergi tevkifatı, yani kaynakta vergi kesilmesi bir vergilendirme yöntemi değil, bir vergi toplama biçimidir. Verginin sonradan mahsubu yapılmak üzere ödeme yapılırken kesilmesidir. İş bitiminden sonra hak ediş ödemeleri yapıldığında bu ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılmaz.[3]
 Önceden yıllara yaygın olmayan bir yapım işi sonradan ek bir sözleşme ile yıllara yaygın hale gelmişse, bu sözleşmenin yapıldığı, böyle bir anlaşma olmadığında takip eden takvim yılı başından itibaren gelir vergisi kesintisine tabi olur.[4] Kesinti uygulamasına geçici kabul yapılıncaya kadar devam olunur. Bu nedenle geçici kabul yapıldıktan sonra müteahhide yapılan ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılmaz. Çünkü geçici kabul yapıldıktan sonra alınan hak edişlerin ilgili yıl gelir vergisi beyannamesinde gösterilmesi gerekir.
HAKEDİŞ FATURALARININ DÜZENLENMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR 
Yıllara sari inşaat ve onarım işi yapan mükellefler yapmış oldukları işlerle ilgili almış oldukları avans ödemeleri üzerinden % 3 oranında Stopaj ödemeleri gerekmektedir. İşverenler, taşeronlara ödeyecekleri avanslar üzerinden Gvk 94.mad.gereğince stopaj kesintilerini yaparak bağlı oldukları vergi dairelerine sorumlu sıfatıyla ödemekle yükümlüdürler.  
İstihkak ödemelerinde ise; düzenlenen hakedişlerin işverene Faturası edilmesi suretiyle yapılıyorsa, işveren onaylanan hakedişin faturası üzerinden %3 stopaj kesintisi yaparak ilgili dönemde bağlı bulunduğu vergi dairesine  ödenmesi gerekmektedir. Uygulamada çok sık karşımıza çıkan bu durum karşısında gözden kaçan çok önemli bir husus bulunmaktadır. Taşeronlar sanki mal ve hizmet teslimi yapıyorlarmış gibi hakediş faturaları düzenleyerek işverenlere vermektedirler. Düzenlemiş oldukları hakediş faturalarının üzerinde Stopaj kesintilerini belirtmeyerek işverenden alacağı tutarı stopaj kesintisi yokmuş gibi göstermektedir. İşverenler bu tür faturaları kabul edip muhasebe kayıtlarına işledikten sonra virman kaydı ile stopaj kesintilerini mahsup etmektedirler.  
Oysa ki Vergi Usul Kanunun 229. maddesi faturanın tarifini şu şekilde yapmaktadır. “Satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.  bu tariften de anlaşılacağı üzere faturanın Genel Toplamı sütununda işverenin taşerona ödemesi gereken tutarı gösteriyor olması gerekmektedir. Taşeron yapmış olduğu Yıllara sari inşaat ve onarım işlerinden dolayı hakedişinden kesilmesi gereken stopaj tutarını faturanın üzerinde gösterdikten sonra kalan alacağını Genel Toplam sütununda göstermesi gerekmektedir.   Böyle yapılması vergi usul kanunu açısından daha doğru olacaktır.[5]
 
Hikmet Birden (İstanbul 2009)
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Vergi ve Sosyal Güvenlik Uzmanı
 
 
  


[1] 29.12.2006 tarih ve 2006/1449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve Eki Kararı
 
[2]21.11.2007 Murat ÇELİK www.MuhasebeTR.com (bu yazarın yorumudur)
 
[3]  2.3.1993 Tarih ve 22953 Tutanak Sayılı Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı
 
[4] 2.6.1966 t. 3122/5 s. Sayıştay G.K.K
 
[5] Vuk 229,230,231.maddeler.
 
   
 
copyright@2009 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol